2 Nolu Erdoğdu Mahallesi’nde Hasan Paşa Kışlası içerisinde yer almaktadır. Uzun yıllar sarı renkli dış cephe boyasından ötürü halk arasında Sarı Kışla olarak bilinmektedir. Günümüze kışla hastanesi ve Hasanpaşa Camii güneyinde Trabzon’un batı tarafını tepeden gören bir noktada kışla manzumesinin en yukarısında yer almaktadır. II. Abdülhamid Döneminde 1884 yılında, kışlanın bir parçası olarak yönetim ve barınma işlevine uygun bir mimari tarzda inşa edilmiştir.
Haritada Bul
Uzun yıllar sarı renkli dış cephe boyasından ötürü halk arasında Sarı Kışla olarak bilinen yapı, 2 Nolu Erdoğdu Mahallesi’nde, Gülbahar Hatun Külliyesi’nin güneybatısında, Yavuz Sultan Selim Bulvarının güneyinde ani yükselti biçimindeki yamacın tepe noktasında, Hasan Paşa Kışlası içerisinde yer almaktadır. Günümüze eski kışla hastanesi ve Hasanpaşa Camii güneyinde Trabzon’un batı tarafını tepeden gören bir noktada kışla manzumesinin en yukarısında yer almaktadır. II. Abdülhamid Döneminde 1884-1885 yılında, kışlanın bir parçası olarak yönetim ve barınma işlevine uygun bir mimari tarzda inşa edilmiştir. Birinci Dünya Harbi sırasında en çok bombardımana maruz kalan alanlardan birisi olduğundan Sarı Kışla ciddi tahribata uğramıştır. İşgal yıllarında Ruslar tarafından çeşitli amaçlarla kullanılan kışla, savaş sonrasında 1918 yılında onarılarak askeri işlevine devam etmiştir.
Doğu-batı düzleminde uzun bir dikdörtgen alana oturan Sarı Kışla, bitişik nizamda cepheleri kademeli dört blok halinde inşa edilmiştir. Düzgün kesme ve kaba yonu taş malzeme ile yığma usulünde inşa edilen yapı, düzleştirilmiş subasman üzerine üç katlıdır. Kışlanın her bloğuna açılan güneydeki dört büyük ana kapıdan başka kuzey cepheye de açılan üç ayrı kapısı mevcuttur. Yaklaşık 13 x 82 m uzunluğunda oldukça büyük bir alanı kapsayan kışla binasının iç mekânı merdivenler de dahil tamamen değiştirilmiş, ahşap ve volta kat bölmeleri betonarme olarak yeniden yapılmıştır.
Sarı Kışla’nın dış cephesi, orijinal yapısını koruyarak günümüze ulaşmıştır. Trabzon’da andazit taşının kabartmalı yontularak bosajlı teknik örgüsü ile subasmanda kullanılma geleneğini bu yapıda da görmekteyiz. Kışlanın oturduğu arazinin eğiminden ötürü kuzeyde yükselen subasman, yarım kat oluşturacak kadardır. Köşeleri yüzeysel rustik vurgulu cephelerin zemin kat silmesi diğer kat aralarında uygulanmamıştır. Büyük boyutlu üç sıra halindeki pencerelerin dışa taşırılmış taş söveleri düzgün çokgen biçimindedir. Dışa meyilli taş denizlikler, hem daha çok çıkıntılı hem de söve çerçeveleri çizgisini aşarak daha geniş tutulmuşlardır. Pencerelerin üst kısımları kemersiz, düz geçişli ve vurgulanan kilit taşı biçiminde parça taşlardan yapılmıştır. Güneye bakan ön cephede de kuzeye bakan cephede de bloklar arasında kademelenme oluşturularak uzun monoton satıhlardan kaçınılmış ve cepheler hareketli kılınmıştır. Giriş kapılarının olduğu cephe bölümlerinde ara kata denk gelen pencere açıklıkları yuvarlak kemerli ikiz pencere biçime dönüştürülerek bu kısımlar belirginleştirilmişlerdir.
Üst örtüsü tamamen yenilenen kışlanın cephe kurgusu ve inşa tekniği, II. Abdülhamit Dönemi (1786-1909) yapılarının genel tercihi olan neo-rönesans üslubudur.
Söylence:
Mahmud Emin Esad Efendi (Mahmud Esad bin Mirzade Hasan Rüşdi Efendi el Trabzoni), Mûsa Paşa Cami imâmı ve mütevellisi Mîrzâde Hasan Rüşdî Efendi’nin oğlu olarak H. 1272/M. 1855-1856’da Trabzon’da doğdu. Babasından Kur‘ân-ı Kerîm’i hıfz ile mukaddimât-ı ulûmu tahsîl etti. Hattat olan babasından, kardeşleri Mehmed Râşid ve Hâfız Mehmed Râsim Efendiler gibi sülüs ve nesih meşk ederek icâzet aldıktan sonra, tahsîlini tamamlamak üzere İstanbul’daki kardeşlerinin yanına gitti.
Burada Rizeli Mânizâde Mehmed Ferhad Efendi’nin Süleymâniye Cami’ndeki dersine devam ederek 1882’de müretteb ilimlerden icâzet aldı. Rü’ûs imtihânını kazanınca Bâyezid Cami’nde derse çıkmaya başlayıp talebesine icâzet verdi. Kadırga’daki Gevherhân Sultan ve Haseki’deki Bayram Paşa medreseleri müderrisliklerinde ve bazı askerî meclislerin azalığında bulundu. H. 1320/M. 1902’de Hac fârizasını yerine getirdi.
Sultan Abdülhamîd ve Mehmed Reşâd zamanlarında huzur derslerinde muhatâb olarak iştirâk ettiğinden dördüncü rütbeden Mecîdî ve Osmânî nişânlarına nâ’il olduğu gibi, ilmî rütbesi de Hareket-i Dâhil’e terfi etti. Huzur derslerine son olarak 1333 Ramazân’ında üçüncü derse kadar iştirâk eden Mahmud Es‘ad Efendi, daha sonra mâhrec pâyesi ile Trabzon’a gönderildi.
Mûsa Paşa Cami’nin mütevelliliği ile meşgul iken Trabzon’un Ruslar tarafından işgâl edilmesi üzerine Merzifon’a yerleşen Mahmud Es‘ad Efendi, 27 Ocak 1917 tarihinde orada vefât etti. Şazelî Târikatı’nın müntesiblerinden ve Nakşibendî Târikatı’nın Hâlidiyye kolundan Gümüşhâneli Şeyh Ahmed Ziyâ’eddîn Efendi’nin hâlifelerinden ehl-i dîn bir zât idi.
Trabzon’da Hisar Camii mihrabındaki ayeti celileyi, Hatuniye ve İskender Paşa Camilerindeki İsm-i Celal, İsm-i Nebi, Çar-ı yâr-ı güzün ve Hasaneyn levhalarını yazmıştır.
ABD, Los Angeles County of Museum’da 85.237.65 numaralı ve 1302 tarihli Enam-ı Şerif, hattata aittir.
Kitabe:
Günümüzde Sarı Kışla’nın kendisine ait herhangi bir kitabe yoktur. Bu nedenle kışlanın hastanesindeki kitabe, bu yapı için de kullanılmaktadır. Mermer bir levha üzerine üç cetvelle dört satır halinde ve dört beyit olarak yazılan kitabe, kabartma tekniği ile hakkedilmiştir. Beyit dizeleri yan yana istif edilmiştir. Sülüs yazı karakteri gösteren bu hattın sahibi ise Mahmud Emin Esad’tır.
Okunuşu:
Hüsn-i niyetle kim eyler bir emre âgâz
Şübhesiz mazhar-ı tevfiki olur Mevlâ’nın.
Himmetin kalc-ı cibâl ittiğin eyler tasdîk
Eski hâlini bilen bu cebel ve sahranın.
İşte bu çeşme dahi himmett-i nakdiyyesidir
Görünen bu kadar âsârı yapan dânânın.
Yazub Hafız suyu bî-gâye görince tarih
Bu güzel tuhfe kumandan Hasan Paşa’nın.
Nemakhû
Mahmud Emin Esad
1302
Anlamı:
Her kim iyi niyetle bir hayırlı işe başlarsa
Şüphesiz ki Mevla Onun yardımcısı olur.
Bu dağ ve vadinin eski halini bilenler
Dağları yerinden oynatacak kadar bir himmet geldiğini kabul eder.
İşte bu çeşmede böyle bir hayır severin yardımlarıyla
Yaptırdığı diğer eserlerin yanında bir örnektir.
(Çeşmenin) suyunun bol ve kesintisiz olduğunu gören (şair/katip/hattat/) Hafız tarih düştü
Yardımsever kumandan Hasan Paşa’nın bu güzel eserine.
Hattat Mahmud Emin Esad yazdı.
1302 H/ 1884-85