Kemerkaya Mahallesinde yer alan çeşme, üzerindeki kitabesine göre 1252 H/1836 M tarihinde Kethüdazâde Hacı Emin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Çeşme esas yerinden taşınarak Kanuni Anadolu Lisesi’nin kuzeybatı yönüne yeniden yapılmıştır. Sivri kemerli çeşme, tamamen kesme taş malzemeden yapılmış ve tek lülelidir. Su hazneli çeşmenin eski fotoğraflarından iki oturak sekisinin de olduğu görülmektedir.
Haritada Bul
Kemerkaya Mahallesi, Öğretmen Sokakta Kanuni Anadolu Lisesi ile Özel hastanenin arasında kayalara yaslı olarak konumlandırılmıştır. Çeşme esas yerinden taşınarak günümüzdeki mevcut yerine yeniden yapılmıştır. Üzerindeki levhada “İskenderpaşa Çeşmesi” yazsa da kitabesi Kethüdazade Hacı Emin Ağa Çeşmesi olduğunu göstermektedir. Kemerli, kitabeli, su hazneli, su tekneli, oturak sekili olan çeşme tek lülelidir. Üç profilli sivri kemer alınlığı yükseltilerek saçak oluşturulmuş ve bu durum da yapının dikey hatlı düzgün bir dikdörtgen biçimini almasını sağlamıştır. İki kalın ayağa oturan çeşme kemeri, kademeli biçimiyle estetik bir görüntü oluşturmaktadır. Kemerin oturduğu üzengi taşı hizasından geçen silme, çeşmenin aynalığında da devam ettirilmiş ve böylece kitabelik bölümü ile lüle bölümü birbirinden ayrılarak çeşme aynası kasetlenmiştir. Tamamı düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiş olan çeşmenin taşınması ve yeniden inşası esnasında boyutlarının küçültüldüğü dikkatlerden kaçmamaktadır.
Söylence:
Kethudaoğulları Mısır'dan göç ederek Sebinkarahisar yoluyla Yağlıdere'nin sınır köyüne yerleşmiş. Trabzon valisinin yolu bir gün bu köye düşünce, Kethudazâde Hüseyin Ağa'nın evine konuk olmuş; burada önüne değişik, mahalli olmayan yemekler çıkarınca, onların nereli olduğunu sormuş, Mısır'dan geldiklerini öğrenince de, nezaketlerine ve asaletlerine hayran olup köyün ağalığını onlara vermiş. Onun büyük oğlu Emin Ağa bir gün gezerken sahile kadar inmiş, burada ilk defa denizi görünce çok şaşırmış; babasının yanına döndüğünde, kıyıya inmek ve burada yerleşmek istediğini söylemiş ve böylece gelip Tirebolu'da oturmuş, diğer kardeşleri ise Rize, Ardeşen ve Alucra'ya yerleşmiş. Tirebolu'da Emin Ağa nüfuzunu gittikçe artırmış ve bu sebeple Tirebolu voyvodası Kelalioğulları ona düşman olmuş. Ancak Trabzon valisi Emin Ağa'yı takdir ettiği için ona bir şey de yapamamış. Daha sonra Of civarında çıkan bir isyanı bastırmakla görevlendirilince Emin Ağa'yı da yanına alıp buraya gitmiş, bu muharebelerde Emin Ağa ve askerleri kahramanlıkları ile ön plana çıkınca, Kelalioğlu'nun düşmanlığı ve hasedi daha da artmış. Emin Ağa ayrıca çıkan bir Ermeni isyanını da bastırmış. Tirebolu'ya döndükten sonra Emin Ağa'nın Bilal adlı oğlunun düğünü olmuş, Emin Ağa oğlunu Kelalioğlu'nun konağma, el öpmeye göndermiş, ancak Kelalioğlu bunu konağında zehirletmiş ve çocuk az sonra ölmüş. Emin Ağa bunun üzerine Kelalioğlu'nun konağını kuşatmış ve onu öldürdükten sonra bütün ailesini yok etme niyetiyle, çoluk çocuğunun saklandığı Harşıt vadisindeki tarihi Bedreme kalesine gelip buradakilerin tamamını ortadan kaldırmış. Bu katliamdan yalnız kaleden aşağı atılan ve ağaç dalına takılan bir beşik içindeki kız çocuğu kurtulmuş, onu bulan köylüler büyütüp evlendirmiş. Emin Ağa ise daha sonra Şebinkarahisar'da 1849 yılında vefat etmiş.
Kitabe:
Kademeli sivri kemer karnında, mermer tablet üzerine Ta’lik hatla yazılı olan Türkçe kabartma tekniğiyle hakkedilmiştir. Yatay üç cetvelle dört satıra ayrılan kitabede tarih, harflerin sayı değerleri ile belirlenen ebcet hesabı ile düşülmüştür.
Okunuşu:
1- Bu hayrata sebebdir Kethüda-zâde Emin Ağa.
2- Rızâ-i Hak içün bu çeşme-sâri eyledi bünyâd.
3- Halîmî Kevser-i mâdan yedisin tarh eder târih.
4- Trabzon şehrinin sadrı olup ihyâ edip âbâd.
Anlamı:
1-Bu hayır eserine Kethüda oğlu Emin Ağa sebeptir.
2- Allah rızası için bu çeşmeyi yaptırdı.
3- Ey Halîmî, suyun Kevserinden tarih yedisini çıkarır.
4- Trabzon şehrinin bağrı canlanıp şenlendi.