Yeşilyurt Otel Restoran, İskenderpaşa Mahallesi'nde, Meydanın (Atatürk Alanı) kuzeyinde yer almaktadır. üzerindeki kitabesine göre 1884 yılında inşa edilmiştir. II. Abdulhamid Dönemi (1876-1908) kamu yapıları üslubunda, kesme ve moloz taş işçiliği ile yığma tekniğinde yapılmıştır. Üç katlı yapının zemin katı restoran ve gazino olarak işletilmiş, üst katlar ise otel olarak kullanılmıştır. Günümüzde yenilenen yapı, işlevini devam ettirmektedir.
Haritada Bul
İskenderpaşa Mahallesinde, Meydanın (Atatürk Alanı) kuzeyinde, sıra yapılar grubu içerisinde yer alan otel, üzerindeki kitabesine göre 1884 yılında inşa edilmiştir. Büyük çaplı olmayan birçok onarım geçiren yapının özellikle iç mekânında bazı değişiklikler yapılmıştır.
Esas yapısını büyük oranda koruyarak günümüze gelebilen yapı, doğu-batı düzleminde uzunca bir dikdörtgen alana oturmaktadır. II. Abdulhamid Dönemi (1876-1908) kamu yapıları üslubunda, kesme ve moloz taş işçiliği ile yığma usulünde yapılmıştır. Üç katlı yapının zemin katı restoran ve gazino olarak işletilmiş, üst katlar ise otel olarak kullanılmıştır. İnşa edildiği dönemde de ticari yapı olarak tasarlanan Yeşilyurt Otel’e, güney cephesinin ortasında meydana bakan büyük kapısı ile girilmektedir. Yapının restoran ya da gazino olarak kullanılmış olan zemin katı, ortada “L” biçiminde uzun hol ve her iki yanındaki odalardan ibarettir. Güney kısım, batıda oldukça büyük bir oda, giriş kapısı ile bu büyük odanın arasında iki, giriş kapısının doğusunda da üç odadan oluşmaktadır. Holün kuzey tarafında ise büyük oda doğuya alınmış ve altı küçük oda buranın batı kısmına yerleştirilmiştir. Orta koridorun en batı ucuna da ıslak zeminli mekânlar eklenerek zemin kat planı tamamlanmıştır. Üst katlar ise tamamen konaklama amaçlı olarak düşünüldüğünden ötürü orta koridorun her iki yanına küçük odalar dizilerek tamamlanmıştır.
Yeşilyurt Otel işletmesinin güneye bakan ana cephesi, doğu ve batı cepheleri dönemin genel tercihini yansıtan unsurlar ile düzenlenmiştir. Günümüzde zemin katın bölünen işyerleri, modern malzeme ile yenilenmiş ve esas yapılarını kaybetmiştir. Üst katlardaki kat silmeleri, dışa taşırılmış taş söveleriyle basık kemerli pencereler, saçak kornişi, yalancı taşıyıcılar ile oluşturulan dikey bölümlenme, yuvarlak kemer ile vurgulanan giriş kapısı, metal balkon ve çatı kulelerinin üçgen alınlıkları Neoklasik üslubun yapı cephelerine yansımalarıdır. Günümüzde de ticari işlevini faal olarak devam ettiren yapı, özellikle 19 yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın ilk yarısında yabancı gezgin, görevli ve araştırmacıların anlatımlarına konu olmuştur.