Çömlekçi Mahallesi
Dönemi: Geç Osmanlı
Ada/Parsel: 354/13

Günümüze ulaşamayan Çilingirzade Ömer Efendi Konağı, Çömlekçi Mahallesi'nde, sahil yolunun güneyinde yer almaktaydı. İki katlı-teraslı, bahçeli ve iç sofalı plan tipinde inşa edilen konağın girişi kuzeye dönük ve blok halinde dışarı çıkmalıdır. Atatürk'ün 1937 yılında Trabzon'u ziyaretinde konağa uğradığı ve Ömer Efendi ile kahve içtiği bilgisi mevcut olsa da teyit edilmemiştir.

Haritada Bul

Çilingirzade Ömer Efendi Konağı'nda olduğu gibi, Çömlekçi Mahallesi içerisindeki evlerin çoğunluğu yıkıldığı için genel özellikleri toplu olarak değerlendirilmiştir. Çömlekçi Mahallesi’nin çoklu kültür kimliğine dâhil edilerek kent hafızasında önemli bir yeri olan yapı gruplarından biri de konut mimarisidir. Çoğunlukla 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında yapılmış olan mahalle evleri geleneksel sokakların organik dokusuna uygun olarak yapılmıştır. Trabzon’un diğer mahallerinin aksine denize dik uzanan sokakların yerine Çömlekçi Mahallesi’nde denize paralel sokakların varlığı konutların da konum ve planlarını etkilemiştir. Bu durum mahallenin batısında denizin içine giren Ganita falezinin şehir ile ulaşım ağını kesmiş olması ve bağlantı ağının meydan güzergâhı ile sağlanmasından kaynaklanmaktadır. Mahalledeki evlerin bahçe kapılarının da umumiyetle batıya dönük yapılmalarının ana sebebi bu durum olmalıdır. Denize paralel sokakların her iki yakasına dizilen konutların ön cepheleri deniz manzarasına dönük kurulmuş, teraslı arazinin de görüngüyü kesmemesi istenilen konut yerleşimini sağlamıştır. Arnavut kaldırımı döşeli bu dar sokakların tabii kıvrımları mesken yerleşimleri sırasında kesilmemiş, bilakis yapılar da eğrilme ve kıvrılmalara dâhil edilerek geleneksel mimarinin insani yönüne katılmışlardır. Sokağın her iki yakasında nefes alan bahçeli evlerin ağaçları dışarı taşarak sokağa serinlik kazandırmış ve yaşamın kalitesini artırmıştır.

Mahallenin ana dokusunu oluşturan evler, tarihsel süreç içerisinde meydana gelen yaşanmışlıkları ve çok kültürlü etkileşimi yansıtır bir mimari örgü içermektedir. Çoğunlukla iki katlı olan mahalle evlerinin konak olarak sınıflandırılanları, üç ya da daha çok katlı olabilmektedir. Taş ve ahşap bileşenlerinden oluşan bu evler, yağışın fazlalığı nedeniyle geniş saçaklı ve kiremit kaplı çok yönlü kırma çatı örtü sistemleri ile tamamlanmaktadır. Zemin katlar ve nemli olan kuzey ve batı cepheler tamamen taş malzeme, rutubetin az olduğu güney ve doğu cephelerde ise dolma ya da iç mekân bölme duvarlarında olduğu gibi bağdadi örgü tekniği kullanılmıştır. Zemin katın asıl önemli olan oylumu, içerisinde ocak, hela ve odunluğun da yer aldığı, ağaç ve süs bitkileri ile hem ekolojik hem de görsel değeri olan açık bahçe ya da avlulardır. Kışlık odalar, taşlık, kiler ve zaman zaman ahır-merek birimlerinin yer aldığı zemin katlar evin haremlik bölümünü oluştururlar. Üst katlar çoğunlukla iç sofalı ve yaşam odaları ile başodanın yer aldığı katlardır. Geleneksel Anadolu ev yapısında olduğu gibi geniş ve yüksek tutulan odaların süslü ahşap tavanları yanında çiçeklik, yüklük, sedir, kerhiz/gusülhane ve kahve ocakları gibi oda elamanları klasik uygulamalardır. Mahalledeki konakların girişleri, üst kat ya da katların çıkmasını taşıyan kompozit başlıklı taş sütunlu biçimleriyle Trabzon evlerine özgü çok kültürlü etkileşimin yansımaları olarak düzenlenmişlerdir. İç sofanın yapı ana kütlesinden yaklaşık iki metre kadar ileriye çıkma yapan biçimlenişi, büyük boyutlu evlerin hemen hemen tamamında ortak özellik olarak 19. yüzyıl son çeyreğinin batılılaşma üslubunun tipik uygulamalarındandır.