Ortahisar ile Gülbahar Hatun Mahallelerini birbirine bağlayan Zağnos Köprüsü, İskeleboz Deresi (Zağnos Paşa Deresi) üzerinde yer almaktadır. İlk olarak Roma Dönemi’nde temelleri atılan köprü, Komnenoslar döneminde ahşap kısımlarla desteklenmiş; 1467 yılında Zağanos Paşa tarafından iki gözlü taş köprü olarak yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde kemerlerinde Roma ve Bizans dönemine ait izler görülebilen köprü, onarımlarla günümüze ulaşmış ve hâlen aktif olarak kullanılmaktadır.
Haritada Bul
Zağnos Köprüsü, Trabzon’un Ortahisar ilçesinde, Zağnos Vadisi üzerinde, Ortahisar ile Gülbahar Hatun Mahallelerini birbirine bağlayan önemli bir geçiş yapısıdır. İskeleboz Deresi olarak da bilinen Zağnos Paşa Deresi üzerine kurulmuş olan köprü, Zindan Kapı ile İmaret Kapısı’nı birleştirmektedir.
Köprünün tarihsel gelişimi çok katmanlıdır. İlk evresi, Roma Dönemi’ne tarihlenmektedir. Bu döneme ait büyük blok taşların harçsız ve kenetli örgü sistemiyle işlenmiş kemerleri, köprünün alt kısmında – özellikle mansap yönünden – hâlâ gözlemlenebilmektedir. Bizans Dönemi’nde, özellikle İmparator Justinianus (527–565) zamanında, köprüye hem onarımlar yapılmış hem de su kanalı gibi eklentiler ilave edilmiştir.
Komnenos Krallığı Döneminde köprünün orta kısmı ahşap kaldıraçlı sistemle yeniden düzenlenmiş; bu duruma ilişkin bilgiler Bıjışkyan’ın anlatımlarında da yer almaktadır. 1461 yılındaki Osmanlı fethinden sonra ise Zağnos Paşa tarafından 1467 yılında köprü, kemerli, üç mesnetli ve iki gözlü taş yapı olarak büyük oranda yeniden inşa edilmiştir. Bu dönemde kesme taş kullanılmış, yığma teknik uygulanmıştır. 19. yüzyılda yapılan esaslı onarım sayesinde köprü günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Köprü, doğu-batı yönünde uzanmakta; yaklaşık 55 metre uzunluğa ve 7 metre genişliğe sahiptir. Zaman içinde yapılan çeşitli onarımlar ve yeniden yapım faaliyetleri sonucu farklı dönemlere ait kemer açıklıkları arasında biçimsel uyumsuzluklar ortaya çıkmış, bu da yapıya karmaşık bir görünüm kazandırmıştır. Ancak bu durum, tarihî sürekliliği yansıtması bakımından önem taşımaktadır. Alt kısımda yer alan, yalnızca mansap yönünden görülebilen yuvarlak kemerli küçük göz Roma Dönemi’ne, üstteki daha büyük ve yine yuvarlak kemerli göz ise Bizans Dönemi’ne aittir. Tuğla kemerli tahliye gözleri ve boşaltma kemeri izleri de kısmen korunmuş durumdadır.
Köprünün duvar örgüsünde dönemsel farklara bağlı olarak malzeme ve işçilik farklılıkları gözlemlenmektedir. Tabliyesi, son yıllarda yapılan müdahalelerle taşıt trafiğine uygun hâle getirilmiştir. Mesnet ve kemerler üzerine yatay kirişler ve konsollar yerleştirilerek köprü genişletilmiş, metal korkuluklar eklenmiş, mevcut taş döşeme ise kaldırılmadan yenilenmiştir. Ayrıca, köprünün su kanalı işlevinin geç dönemlere kadar faal olarak kullanıldığı da anlaşılmaktadır.