İskenderpaşa Mahallesi
Dönemi: Komnenos
Ada/Parsel: 295/46

Kalepark Surları, Trabzon için simge lokasyonlardan biri olan Ganita falezi üzerinde yer alan Güzelhisar adındaki savunma yapısının parçasıdır. 14. yüzyılın ilk çeyreğinde Cenevizliler tarafından yapılmıştır. Günümüzde askeriyenin mülkiyetinde olan kalepark, farklı dönüşümler geçirmiştir.

Haritada Bul

Kalepark Surları, Trabzon için simge lokasyonlardan biri olan ve hisar dışındaki ilk gelişen doğu varoşunun denizle birleştiği Ganita falezi üzerinde, yer alan Güzelhisar adındaki savunma yapısının parçasıdır. Yer ile ilgili olarak kayıtlara geçen ilk yapılaşma Bizans İmparatorluğu zamanında 10. yüzyılda burada St. Konstatine adında bir kilise ve evler ile meyve bahçelerinin varlığıdır. Sonrasında Komnenos prenslerinin kaldığı köşklerin varlığından söz edilmektedir. Ancak asıl yapılaşma, Trabzon’da 13. yüzyılın ikinci çeyreğinden sonra Ceneviz kolonisinin kurulmasıyla, şehrin ticaret alanında da belirgin bir değişim ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu süreçte özellikle Cenevizliler, 14. yüzyılın başlarında İstanbul’daki Galata örneğinde olduğu gibi; Trabzon’da şehrin kuzey doğusunda kalan ve Osmanlı döneminde “Güzelhisar” olarak bilinen yüksek mevkide “Leontokastron” (Aslanlı Kale) adında bir kale inşa etmişlerdir. Cenevizlilerin bu kaleden başka aynı bölgede kendi konsolosları, kervansarayları, ambarları ve fırınları da mevcuttur. Nitekim 1404 yılında Semerkant’a giderken Trabzon’dan geçen Clavijo (1404), denize yakın bir konumda Ceneviz ve Venedik surlarının çevrelediği, biri Cenevizlilere (Güzelhisar) bir diğeri Venediklilere ait iki kulenin limanın girişinde yer aldığını söylemektedir. 

Fetihten sonra askeri alan olarak değerlendirilen ve “Frenkhisarı” olarak adlandırılan bu savunma yapısı, 1740 yılında Trabzon Valisi Üçüncüzade Ömer Paşa tarafından yaptırılan saray ile şehrin gözde mekânlarından olmuştur. 1740 tarihli vakfiye kaydında vakfedilmesi nedeniyle en çok dikkat çeken yapı inşa edilmesinin Üçüncüzâde Ömer Paşa’yı idama götüren sebeplerden biri olarak yorumlanan saraydır. Vakfiyeye ‘‘Yenisaray’’ ifadesiyle kaydedilen saray, İskender Paşa Mahallesinde denize bakan bir mevkiide yer almakta olup, meyveli ve meyvesiz ağaçların bulunduğu bahçe, avlu ve hamamdan oluşan, dört adet dâhiliye ve iki adet hâriciye menzilinden oluşan saray kompleksi şeklinde tanımlanmıştır. 

Ömer Paşa’nın 1742 yılındaki hallinden sonra belli bir dönem boş kalan sarayın tekrar askeri amaçla kullanıldığı anlaşılmaktadır. Limanın çok daha işler hale gelmesi ve deniz ticaretinin büyümesi ile Rus tehtidinin artması neticesinde 1818 yılında denize doğru uzanan burna yakın kısımda Güzelhisar tabyası yapılmıştır. 1838 yılında II. Mahmud’un emriyle Trabzon’a gelen Avusturyalı Alman Hekim Ludwing Herman’ın isteği üzerine “Karantina” hastanesi olarak kullanılmıştır. Buraya ilk deniz fenerinin de Hazinedarzade Osman Paşa’nın valiliği döneminde (1829-1841) yapıldığı anlaşılmaktadır. Pirağazade Mustafa Reis’in Sohum’dan getirdiği döner fenerin[1] bu dönemde konulduğu anlaşılmaktadır. 1844 yılında büyük bir yangın geçiren karantina hastanesi, 1848 yılında yeniden inşa edilmiştir. 1859 yılında ilave yapılar eklenmiş ve kompleks büyütülmüştür. 1860 yılında yeni bir deniz feneri inşa edilmiş, tabya sağlamlaştırılıp yeni bataryalar koyulmuştur. 1901 yılında harap duruma gelen yapı 1908 yılında tamamlanan büyük bir onarım geçirmiştir. 1910 yılında artan yabancı diplomatların, özellikle konsolosların isteği üzerine tenis kortları yapılmıştır. Savaş yıllarında harap olan Güzelhisar, savaş sonrasında da hastane olarak kullanılmış ve sonrasında tekrar askeriyeye devredilmiştir. Günümüzde askeri gazino ve askeri tesis olarak kullanımına devam etmektedir. 

En yüksek kısmının üç katlı olduğunu seyyahların anlatıları ve çizimlerinden anladığımız sarayın fevkani katların mabeyn odası (harem ile selamlık arasındaki oda), şirvan odası (kahve odası), hazine odası gibi birçok odanın varlığına ek olarak birden fazla sofa, divanhane, cihannüma, ocaklı ya da ocaksız matbah, mutfak, kenif, alt ve üst katta hamam ve mahzen gibi farklı işlevlere sahip birçok birimden meydana geldiğini söylemek mümkündür. Kayıtlarda geçen, Üçüncüoğlu Ömer Paşa Sarayının zahire depolamak amacıyla batı tarafında tâhtani/tek katlı yedi bab odanın ve yine batı tarafında çok sayıda tâhtani/tek katlı ve fevkani/iki katlı dahiliye menzili yapıların bir kısmı dışında günümüze kompleksten gelen yapı bulunmamaktadır. 

[1] Sohum’dan getirilen bu fenerin 1917’de Rus işgali sonrasında Rusya’ya götürüldüğü kayıtlarda mevcuttur. 

Söylence: Üçüncüzade Ömer Paşa kayıtlara “Yenisaray” olarak geçen Güzelhisar Sarayı’nı yaptırmaya karar verince günümüzdeki Kalepark (Ganita) bölgesinde hatırı sayılır araziler satın almıştır. Bu araziler arşiv kayıtlarına da geçmiştir. 1 Şubat 1740 tarihinde Frenkhisar Mahallesi sakinlerinden Abdullah oğlu Ahmed Beşe’den 280 kuruşa satın alınan üstünde bir odası bulunan iki katlı bir konut ile birlikte meyveli ve meyvesiz ağaçlardan oluşan avlulu mülk,  30 Haziran 1740 tarihinde İskender Paşa Mahallesinde yer alan Ayamarina Mahallesi sakinlerinden İbrahim oğlu Mahmud Ağa’dan 140 kuruşa satın alınan tek katlı bir konut ile meyveli ve meyvesiz ağaçların yer aldığı bahçe ve avludan oluşan mülk,  30 Haziran 1740 tarihinde İskender Paşa Mahallesi’nde yer alan Ayamarina Mahallesi sakinlerinden Mustafa oğlu Ahmed Beşe’den 250 kuruşa satın alınan üst katında sofa ve odası bulunan iki kattan oluşan bir konut ile bir ahıra ek olarak meyveli ve meyvesiz ağaçların yer aldığı avlu ve bahçeden oluşan mülk,  30 Haziran 1740 tarihinde İskender Paşa Mahallesi’nde yer alan Ayamarina Mahallesi sakinlerinden Mustafa oğlu Hacı Madmud’dan 130 kuruşa satın alınan tek katlı konut ile avlu ve bahçeden oluşan mülkler bu kayıtlardan bazılarıdır. 

Trabzon Şer’iyye Sicillerinde yer alan kayıtlarda Üçüncüzâde Ömer Paşa’nın Görele Kazasında bulunan birçok mülkünü de vakfettiği anlaşılmaktadır. Ömer Paşa’nın Görele Kazasında kale içerisinde bulunan meyveli ve meyvesiz ağaçların yer aldığı avlu ve bahçeden oluşan beş adet menzili, kale dışında bulunan kasabada yer aldığı anlaşılan yirmi adet oda ve dört adet dükkândan meydana gelen bir han ve menzili, bir adet hamamı, bir adet kahvehaneyi, bir adet ekmek fırınını ve yirmi dört adet dükkânı, Görele Kazasına bağlı bulunan Elegü İskelesi’nde ise otuz yedi adet odayı, on adet mahzeni, dört adetten oluşan hanı, bir adet ekmek fırınını, bir adet kahvehaneyi ve dokuz adet dükkânı vakfettiği görülmektedir. 

Trabzon’da ise İskender Paşa Mahallesi’nde yer alan ve yine Ömer Paşa’ya ait olan doğu tarafı Güzelhisar duvarına bitişik ve batı ve güney tarafı yol ile çevrelenmiş, kuzey tarafı ise deniz ile sınırlanan iki bin altı yüz otuz dört arşın büyüklüğündeki bu devasa saray ve arsayı da 7 Ağustos 1740 tarihinde vakfettiği bilinmektedir. 

Üçüncüzâde Ömer Paşa’nın maddi gücünün anlaşılmasında Ekim 1742 tarihinde Van Muhafızlığı sırasındaki idamı ve sonrasında yetkililer tarafından Paşa’nın mallarının ve mülklerinin kayda geçirilmesi ve satılmasına yönelik bir takım faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Bu hususta Üçüncüzâde Ömer Paşa’nın idamı için merkezi otorite tarafından 13 Aralık 1742 tarihinde Trabzon’a gitmeleri için görevlendirilen yetkililerin sarayda bulunan malların muhafazası için sarayı mühürledikleri ve saray içerisinde yer alan tüm eşyaların listelendiği görülmektedir. 

Ayrıca 15 Şubat 1743 tarihli tereke defterinde listelenen Ömer Paşa'nın mallarının müzayede yolu ile satılmaya çalışıldığı belirtilmektedir. Bu listelerde Ömer Paşa’nın çok sayıda kürk, kaftan gibi giyim eşyasına, çadır, yastık, yorgan, kilim gibi ev eşyasına, gümüş ve bakırdan mutfak eşyasına, kılıç ve tüfek gibi savaş malzemelerine, kitaplara, kölelere, cariyelere, koyun, beygir, kısrak gibi çeşitli hayvanlara sahip olduğu görülmektedir. 

Sonuç olarak Üçüncüzâde Ömer Paşa’nın idam edilene kadar Canik muhassılığı, Karahisar-ı Şarki mutasarrıflığını, Van muhafızlığını ve Trabzon valiliği görevlerini yerine getirmiş ve hem görevlerinin hem de döneminin şartlarının getirisi olarak elde ettiği siyasi, ekonomik ve toplumsal kazanımlar sonucu kendi adı ile anılan Üçüncüzâde Ömer Paşa Sarayı’nı inşa ettirebilmiştir.