Abdullah Paşa Çeşmesi, Gülbaharhatun Mahallesi'nde Zağnos Paşa Burcu’nun bitişiğinde yer almaktadır. Üzerindeki kitabesine göre 1260 H/1844 M yılında Haznedârzade Abdullah Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çeşmenin esas yeri, Taksim Meydanı’nda su makseminin yanıdır. Günümüzdeki yerine 1981 yılında taşınmıştır. Düz lentolu, haznesiz, kitabeli ve tek lüleli olan çeşme, mermer malzemeden yapılmıştır.
Haritada Bul
Gülbaharhatun Mahallesi'nde, Atapark’ın kuzeyinde, Zağnos Paşa Burcu’nun doğu yüzü bitişiğinde yer alan çeşme, üzerindeki kitabesine göre 1260 H/1844 M yılında Haznedârzade Abdullah Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çeşmenin esas yeri, Taksim Meydanı’nda su makseminin yanıdır. Yavuz Sultan Selim Bulvarı ve meydan alanı yol yapım çalışmaları esnasında kaldırılan su maksemi ve çeşme, Atapark alanında atıl durumda iken Garnizon Komutanı Hüsnü Göktuğ tarafından günümüzdeki yerine 1981 yılında taşınarak yeniden kurulmuştur. Düz lentolu, haznesiz, kitabeli ve tek lüleli çeşme mermer malzemeden yapılmıştır. Kaide ve su teknesi, lüle aynası, kitabelik ve taç bölümlerinden oluşan Ampir üsluplu çeşme, Trabzon’daki nitelikli eserlerden biridir. Tamamen yenilenen su teknesi ve taç kısmının sol kenarındaki gülbezekli güneş kursu dışında orijinal olarak günümüze gelebilen çeşmenin oturmalıkları taşındığı sırada kaybolmuş olmalıdır. Kaide kısmı, diğer kısımlara kıyasla daha az özentili işçiliği ve mat rengi ile farklılaşmaktadır. Kenarlarını gömme sütunların belirlediği lüle aynalığı, çeşmenin gövdesini oluşturan en büyük kısmıdır. Kitabelik bölümünü, sütunların başlığı biçiminde yüksek kabartma akant yaprağı motifleri sınırlandırmaktadır. Kitabeliğin üzerindeki taç kısmı, İskenderpaşa Medresesi ana giriş kapısı, İnas Mektebi bahçe giriş kapısı taçlarındaki kompozisyonun bir benzeridir.
Yoğun ve itinalı bir bezeme programı dâhilinde ele alınan çok süslü mermer çeşme, ampir sanat üslubunun güzel bir uygulama örneğidir. Üslubun en belirgin olarak takip edilebildiği yer çeşmenin taç kısmıdır. Tacın ortasında oval bir kartuş içerisinde Sultan Abdulmecid’in tuğrası aplike tekniği ile işlenmiştir. Kartuşun üstündeki ışık demeti motifi, devletin her yönü sarması ve huzuru temininin bir sembolü olarak işlenmiştir. Kompozisyonun odak noktasını oluşturan bu bezeme, iki yanda ortadaki gülbezek motifini “S” biçiminde saran akantus yapraklarının, aslanlarla korunan güvenli alan göndermesinin temsili bir uygulaması olarak sarılmaktadır. Kıvrık hatlarla devam eden dallar ve akantus yaprakları tacın her iki yanında üstte güneş kursu ve altta da gülbezek motifi ile nihayetlenmektedir. Dört sütun, dokuz satıra cetvellenen kitabelik, kabartma tekniği ile istiflenerek hakkedilen 18 beyitten ibarettir. Çeşme aynalığı, hem kenarlarda hem de lüle etrafında yine akantus yapraklarından oluşan çerçeveler ile bölümlenmiştir. Lüle aynalığı ortasında stilize hayat ağacı motifi Selçuklu taş plastiğine bir göndermedir. İstanbul’daki Ali Bey Çeşmesi (1836) aynalığı, Topkapı ve Yıldız Bezmiâlem Valide Sultan Çeşmeleri'nin (1843) süslemeleri ile benzeşen Abdullah Paşa Çeşmesi, başkent çeşmelerine öykünen bir yapıdadır. Eyup Sultan Çınar Çeşmeleri (1844) genel kompozisyon ve malzemesi ile Bezmiâlem Valide Sultan Çeşmesi-Gureba (1845) ise bezeme motifleri bakımından bu çeşmenin yakın benzerleridir.
Kitabe:
Çeşme aynalığının üstünde 0,80 x 1,55 m ölçülerinde Farsça bir kitabe bulunmaktadır. Dört sütun 9 satır ve 18 beyitten meydana gelen mermer kitabe, her satıra tek sıra istif olarak kabartma tekniğiyle hâkkedilmiştir. Kitabenin etrafında stilize yaprak motiflerinin birbirini tekrar etmesiyle meydana gelen bir çerçeve yer almaktadır. Kitabe her satıra bir beyit gelecek şekilde tertip edilmiştir.
Okunuşu / Anlamı:
I. Beyit
1. Asr-ı şevket-hasr-ı Hân Abdü’l-Mecîd’de bâ-sebât 1. Abdülmecit Han’ın şevketli asrında, kâinât,
2. Buldu âb ü tâb-ı umrânî ser-â-ser kâinât 2. Baştanbaşa bayındırlık güzellikleriyle doldu.
3. Oldu cûy-ı cûd u nehr-i intizâm sû-be-sû 3. Cömertlik akarsuyu ve düzeninin nehri, taraf taraf
4. Gülsitân-ı âleme revnak-fezâ hemçûn Herât 4. Âlemin gül bahçesine Herat gibi parlaklık verdi.
II. Beyit
1. Muktezâ-yı sırr-ı en-Nâsu alâ dîni’l-mülûk 1. "Bir memleketin halkı idarecinin dini üzeredir" sözünün sırrı gereğince,
2. Oldu pey-rev meĢreb-i âlîsine ehl-i necât 2. Kurtuluş sahipleri onun yüksek meşrebine uyup arkasına takıldılar.
3. Olma da her dem müĢîrân-ı kibâr-ı devleti 3. Devletin büyük müşirleri, her dem onun sayesinde,
4. Sâyesinde mazhar-ı hayr u hisâl-ı münciyât 4. Hayra mazhar ve kurtarıcı ahlâklı olmakta.
III. Beyit
1. Trabzon’un ya’ni ez-cümle müşîr-i efhamı 1. Trabzon’un çok şerefli müşiri
2. Âsaf-ı ayn-ı inayet vâli-i vâlâ-sıfât 2. Âsaf gibi yardımcı olan yüksek sıfatlı valisi,
3. Ya’ni Abdullah Paşa-yı himem-perver k’anın 3. Yani gayretli ve yardımsever Abdullah Paşa ki
4. Menba’-ı zâtisidir bir çeşme-sâr-ı mekremet 4. Onun zatı cömertlik çeşmesinin kaynağıdır.
IV. Beyit
1. Trabzon’un halkı cümle el-ataş gûya iken 1. Bütün Trabzon halkı “su” diye inlerken,
2. Nehr-i cûdu cûş edüp mânende-i aynu’l-hayât 2. Cömertlik nehri hayat pınarı gibi coşup;
3. Süls-i mâl-i dâder-i cennet mekânından k’odur 3. Melek nişanlı Kur’ân’ı mushaf haline getiren Hz. Osman’ın adaşı,
4. Nâm-daş-ı Câmi’u’l-Kur’ân-ı kerrûbî-simât 4. Yeri cennet olan erkek kardeşinin malının üçte birinden.
V. Beyit
1. Kayakal’da maksemin inşa edüp bu çeşmenin 1. Kayakal’da bu çeşmenin maksemini inşa edip,
2. Gebr meydanı’na karşu etdi icrâ-yı fürât 2. Gebr Meydanı’na karşı tatlı su akıttı.
3. Çok değil bu çeşmenin bir katresi olsa eğer 3. Bu çeşmenin (suyunun) bir damlasını içen,
4. Lezzet-efzâ-yı mezâk-ı şâribîn u şâribât 4. Erkek ve kadınların damağına lezzet bahşetse çok değildir.
VI. Beyit
1. Feyz-i sârisi değil maksûr bu dil-cû çeşmeden 1. Bu gönül çekici çeşmeden yayılan feyiz kısıtlı değildir.
2. Müstefız olmakda zî-rûh ile envâ-ı nebât 2. (Bütün) canlı (lar) ile çeşitli bitkiler feyiz almaktadır.
3. Cüst-cû-yı âb-ı hayvân du’â kıl ba’d-ez-in 3. Dua et de nüktelerle dolu uğurlu havuzunun damlasıyla,
4. Hızır baba eşha-i enbûr-i ferhunde-nikât 4. Ey Hızır! Artık bundan sonra hayat suyunu araştır.
VII. Beyit
1. Nâzil oldukça semâdan âb-ı sâf olsun ba’îd 1. Gökten saf su indikçe kötülükler def olsun
2. Zât-ı Abdullah Paşa’dan umûm hâdisât 2. Abdullah Paşa’dan bütün (kötü) olaylar.
3. Rehber olsun zâtına mâ’u’l-vusûl-i matlabe 3. Arzuya kavuşma suyu, rehber olsungüzel feyizlerle
4. Hasr-ı tevfık-i şlâhî bâ-füyûz-ı bâhirât 4. Güzel feyizlerle Allah’ın yardımına mazhar olsun.
VIII. Beyit
1. Vere merhûm Hazret-i Osmân Paşa’ya dahi 1. Merhum Osman Paşa’ya da versin
2. Adn-i a’lâda keremle Hak kusûr-ı âliyât 2. Hak yüce adn cennetinde yüksek köşkler
3. Etdiğinden çün revân-ı eşref-i sıbtını şâd 3. Torununun şerefi ruhunu şâd ettiğinden dolayı
4. Bâ-füyûz-ı âb-rûy-ı ehl-i Beyt-i tâhirât 4. Tertemiz Ehl-i Beyt’in yüzü suyu feyizleriyle.
IX. Beyit
1. Selsebîl u havz-ı kevser’den ilâ yevmi’l-ebed 1. Selsebil ve Kevser havuzundan sonsuza kadar,
2. Nûş ede selsâl-i azb-i hoş-güvâr-ı sâfiyât 2. Saf, hoş, tatlı ve hafif su içsin!
3. Hızriyâ, târihi oldu âb-ı Kevser-veş be-dîd 3. Ey Hızır! Tarihi oldu: Kevser suyu gibi meydana çıktı
4. Akdi Abdullah Paşa Çeşmesi hem-çûn Furât 4. Abdullah Paşa çeşmesi Fırat gibi aktı. 1260 (1844).